Prostat kanseri çok ileri evrelerin dışında nadiren bir belirtiye yol açar ve prostat kanserli hastaların büyük çoğunluğunda hiçbir belirti görülmemektedir. Dolayısı ile prostat kanseri şüphesi ya parmakla rektal muayenedeki bir anormallik veya psa seviyesindeki yükselme neticesinde oluşmakta ve bu hastalarda prostat iğne biyopsisi yapılmaktadır.
Prostat iğne biyopsisi genellikle ultrason eşliğinde rektal yoldan yapılır.
Prostat’ tan doku örneği almak için18 G çapında iğne kullanılmaktadır.
Prostat Biyopsisine Hastanın Hazırlanması
Hastalar işlem hakkında bilgilendirilmeli ve işlemin yan etkileri ve olabilecek komplikasyonlar anlatılmalıdır. Kan sulandırıcılar (aspirin, kumadin, plavix vs. ) prostat biyopsisinden 7-10 gün önce kesilmelidir.
Prostat Biyopsisinde Antibiyotik Kullanımı:
Prostat biyopsilerinde enfeksiyondan korunmak amacıyla antibiyotik kullanılabilmektedir. Antibiyotik kullanımının yapılmadığı merkezlerde mevcuttur. Ancak AUA (Amerikan Üroloji derneği) prostat biyopsilerinden önce mutlaka antibiyotik kullanılmasını önermektedir. Kliniğimizde işlemden önce ve sonrasında antibiyotik kullanmaktayız. Yapılan çalışmalarda antibiyotik kullanımının enfeksiyon oranını azalttığı ve komplikasyonları minimale indirdiğini göstermiştir. Ancak prostat biyopsisi yapılan hastalarda bakteriemi veya sepsis %0.1 -0.5 oranlarında görülebilmektedir.
Prostat Biyopsisinde Barsak Temizliği:
Barsak temizliğini rektumdaki dışkı miktarını azaltmak amacıyla yapmaktayız. Böylece hem transrektal ultrasonografi esnasında prostatın daha iyi görüntüsü elde edilmekte hem de oluşabilecek prostat enfeksiyon riski azaltılmaktadır.
Prostat Biyopsisinde Analjezi:
Prostat biyopsisinde lokal anestetikler ile prostat bezi uyuşturulmakta ve ağrı kontrolü sağlanabilmektedir. Bu işlem için genellikle %2 lik lidokain ile prostatın sinirlerinin çevresine veya prostat seminal vezikül bileşkesine anestezi uygulanmaktayız. Hastalar bu şekilde tama yakın analjezi oluşmakta ve hastalar hemen hemen hiç ağrı hissetmemektedirler. (şekil)
Prostat Biyopsi Teknikleri
Biyopsilerin Alınma Yeri ve Sayısı
İlk önce prostatın ultrasonografik olarak boyutları ölçülür ve büyüklüğü hesaplanır. Biyopsi işlemi için 18 G iğne takılı biyopsi tabancası kullanılmaktadır.
Biyopsi teknikleri ve alınan biyopsi sayıları aşağıdaki şekildedir.
Sextant Biyopsi (altı kadran biyopsi):
Sextant gemicilikte kullanılan ve gökcisimlerinin yüksekliğini ölçmekte kullanılan bir alettir ve altıda bir anlamına gelmektedir. Prostatın her iki tarafından taban, orta ve apex biyopsileri alınır. Böylece sağ yarısından 3, sol yarısından 3 olmak üzere 6 adet parça alınmış olur.
Extended Biyopsi (10-12 kadran biyopsiler):
Yapılan çalışmalarda sextant (altı kadran) biyopsilere ek olarak alınan lateral biyopsiler ile kanser saptanma oranlarının arttığı görülmüştür. Günümüzde sextant (altı kadran) biyopsilerin kanser tespit edilebilmesi amacıyla yetersiz olduğu kabul edilmektedir ve biyopsiler genellikle 12 kadran olarak yapılmaktadır. (şekil ) Prostat hacmi 50 cc nin üzerinde olanlarda ek olarak transizyonel zon biyopsileri alınabilmektedir. Seminal vezikül (er bezi keseleri) biyopsileri muayenede veya ultrasonda bir anormallik olmadıkça rutin olarak uygulanmamaktadır. Bazı merkezlerde ise psa 30’un üzerinde olduğunda erbezi kesesi biyopsisi rutin olarak yapılmaktadır.
Bir çok merkezde extended biyopsi tekniği tercih edilmektedir. Extended biyopsi tekniğinde, kanser yakalama oranları, altı kadran kadran (sextant) biyopsilere oranla daha yüksektir.
Extended biyopsilerde prostatın apeksi ve anterior bölgesinden mümkün olduğunca örnekleme yapılmasına dikkat edilmelidir. (figüre 7.2 oncology). Prostatın apex bölgesinden biyopsi alırken, iğnenin açısına dikkat etmelidir. Biyopsi iğnesi rektum duvarından 45 derecelik bir açıyla ilerletildiğinde apex bölgesindeki dokuları atlamakta ve bu bölgelerin örneklemesi yapılmamaktadır. (şekil 7.2).
Şekil 7.2. Prostatın apex bölgesinden biyopsi alırken, iğnenin açısına dikkat etmelidir. Biyopsi iğnesi rektum duvarından 45 derecelik bir açıyla ilerletildiğinde apex bölgesindeki dokuları atlamakta ve bu bölgelerin örneklemesi yapılmamaktadır.
Ayrıca biyopsi iğneleri ortalama olarak 15-17 mm uzunluğunda doku örneği alabilmektedir, bu mesafe ise prostatın ön yüzünden doku örneklemesi yapmak için yeterli olmamaktadır. Bütün bu sebeplerden dolayı prostat biyopsisi yaparken bu noktalara dikkat etmek gerekmektedir. Prostat biyopsilerinde yapılan yanlışlardan bir tanesi de şekil 7.3 te gösterilmektedir.
Şekil 7.3 A. Biyopsi alınan yerler birbirine yakın, sadece prostat’ın orta bölgesinden biyopsi alınmış. Prostatın taban (basis) ve ön (apex) kısmındaki kanserler atlanmış. B. Biyopsi alınan yerler uygun aralıkta ve prostatın bütün bölgeleri örneklenmiş.
Satürasyon Biyopsisi:
Daha önceden bir veya iki kez biyopsi yapılmış ve prostat kanseri tespit edilememiş hastalarda, eğer PSA yüksekliği devam ediyorsa veya parmakla muayenede prostat kanserini düşündürecek bulgular var ise bu hastalara tekrar biyopsi yapılmalıdır. Bu tür hastalara genellikle yirmi veya daha fazla sayıda parça alınan satürasyon biyopsileri yapılmaktadır. (şekil) . Satürasyon biyopsisi transrectal veya transperineal yoldan yapılabilmektedir. Yapılan çalışmalarda, önceden negatif biyopsileri olan hastalarda genellikle anterior ve apikal bölgelerin yeterince örneklenemediği görülmüştür. Transperinael biyopsilerin avantajı prostatın apikal ve anterior bölgelerinden yeterince örnekleme yapılabilmesidir. Bu nedenlerden dolayı tekrarlanan biyopsilerde transperineal yolu tercih etmekteyiz.
Prostat Biyopsi İşleminden Sonra Görülebilen Komplikasyonlar
Prostat Biyopsisinden Sonra Enfeksiyon
Prostat biyopsilerinden sonra görülebilen bir komplikasyondur. Genellikle hafif ateşle seyredebilen semptomatik üriner sistem enfeksiyonu şeklinde ve ağızdan veya damardan antibiyotikler ile kolaylıkla tedavi edilebilir. Ancak son yapılan çalışmalar, yüksek ateşle seyreden üriner sistem enfeksiyonu ve akut prostatit gibi enfeksiyonların da % 2 oranında görülebildiğini göstermektedir. Bir diğer önemli nokta prostat biyopsilerinde koruma amaçlı kullanılan kinolon grubu antibiyotiklere artan oranda direnç görülmeye başlamasıdır.
Prostat Biyopsisinden Sonra Kanama
Prostat biyopsilerinden sonra hastaların yaklaşık %23-63’ünde hematüri görülebilmektedir. Rektal kanama ise hastaların yaklaşık %2.1 -%21’inde görülebilmektedir. Ancak her ikisi de genellikle kendiliğinden düzelmektedir.
MR-TRUS Füzyon Biyopsi Teknolojisi hakkında bilgi almak için tıklayınız.